22 Ağustos 2014 Cuma

KEDİSİNİ TANIYAN BİR ADIM ÖNE ÇIKSIN!
(Radikal Kitap'ta 22 Ağustos2014 tarihinde yayınlanan kitap tanıtımım)


Desmond Morris çoğumuzun aşina olduğu bir isim. Kendileri zoolog. Ama biz onu daha çok insanları incelediği kitaplarıyla tanırız. İnsanların da zoolojinin inceleme alanında olduğunu gözümüze soka soka bize gösterir. İnsanat Bahçesi, Sevmek Dokunmaktır, Çıplak Maymun, Çıplak Adam gibi kitaplarından şahsen gani gani yararlanmış, neyi nasıl niye yaptığımı öğrenmişimdir. Örneğin bir yerden ayrılırken ister istemez veda anlamında elimi salladığımda, kafamın bir yanı Bay Morris’in bu davranışımı nasıl yorumladığını aklıma getirir. Biliyorum pek normal bir şey değil bu yaptığım. Nedenini merak eden Sevmek Dokunmaktır’ı okusun lütfen…

Desmond Morris insanlar dışında hayvanları da inceler. Ne de olsa aslı zoolog adamın. Özellikle köpekler ve kedilerle ilgili olan kitaplarının çoğu Türkçeye de kazandırıldı. Şu sıralar bir yenisi daha 
raflarda. Kedinizle Tanışın adını taşıyan bu küçük kitap Kutlukhan Kutlu ve Sevin Okyay tarafından çevrilmiş. Son zamanlarda iyi çeviri bulmak gitgide zorlaşıyor, ama elimizdeki kesinlikle o nadide çevirilerden. Ellerine sağlık…

Kedi benim de uzun yıllardır araştırma portföyümde olan bir tür. Kedi Kitabı’nı hazırlarken Türkiye’deki geçmişini, edebiyatımızdaki yerini, resimlerdeki karikatürlerdeki kedileri elden geçirmiştik. Üstüne üstlük 20,30 yıldır evimizde de kedi hiç eksik olmaz. Önce Pati, ardından Kızım, şimdilerde Prenses… Yani bu konuda bir iki laf etmeye hakkım vardır sanırım. Desmond Morris’in önsözünden başlayalım. Yıllar once benim de savunduğum bir tezi var yazarın. Kedi ve kopek sahiplerinin cinsiyetleriyle ilgili. “Kediseverler daha çok kadınlardır. Bu da insanın evrimi sırasında biçimlenmiş işbölümü açısından bakıldığında garip değildir. Tarih öncesi erkekleri grup avcıları olarak uzmanlaşırken, dişiler ise yiyecek toplama ve çocuk yetiştirmeye odaklanmıştı. Bu fark erkekler arasında, dişilerde hiç de aynı derecede dikkat çekici olmayan bir ‘sürü zihniyeti’ ortaya çıkardı. Evcil köpeklerin ataları olan kurtlar da sürüler halinde gezen avcular olmuşlardır, o yüzden de günümüzün köpeği erkek insanla, dişi insanla olduğundan daha çok ortak noktaya sahiptir. Dişi karşıtı bir yorumcu, kadınlar ve kedilerin takım ruhundan yoksun olduğunu söyleyebilir; erkek karşıtı bir yorumcu ise erkekleri ve köpekleri gansterler olarak yorumlayabilir.”

Bendeniz zoolog olmadığımdan, erkeklerin tahakkümcü ruhlarına itaat ettikleri için özellikle köpekleri tercih ettiklerini; kadınların ise daha özgür bir ruha sahip oldukları için kedilerle haşır neşir olduklarını söylemiştim. Ardından kadınların niçin “kedi seven erkekleri” tercih etmeleri gerektiği konusunda bir de ağabey tavsiyesinde bulunmuştum. Kimse kaale almadı elbette…

Önsözü bırakıp, kitabın aslına geçersek, Morris onlarca ilginç sorumuza cevap veriyor. Bazılarını sıralayayım bu soruların: Kedi niye mırlar?/ Kedi niye en sevdiğiniz koltuğun kumaşını tırmıklar?/ Kedi niye ön patileriyle kucağınızı çiğner?/ Kedi niye dışkısını gomer?/ Erkek kedi niye bahçe duvarına idrar püskürtür?/Kedi niye tıslar?/ Kedi niye bazen öldürmeden once avıyla oynar?/ Kediler neden çim yer?/ Kedi evin yolunu nasıl bulur? Vs vs…

Bu soruların bazılarını yıllar içinde kişisel gözlemlerimle bulmuştum elbette. Örneğin kedilerin kucağa alındığında niçin ön patileriyle düzenli aralıklarla göğsümüzü çiğnediklerinin cevabını, yavru kedilerin annelerinin sütünü emerken aynı hareketi yaptıklarını görünce anlamamak mümkün değil… Ama bir çok sorunun cevabını ya hiç bilmiyormuşum, ya da yanlış biliyormuşum. Mesela kedilerin dışkılarını gömmeleri hep ilgimi çekmiştir (öteki hayvanlar gömmüyorlar ya…) Desmond Morris “kedilerin dışkılarını gömmesi koku teşhirini azaltmanın bir yoludur,” diyor. “Dışkı gömmek, sosyal statü konusunda endişeli, ast konumundaki bir kedinin eylemidir. Baskın konumdaki erkek kedilerin, gömmek şöyle dursun, dışkılarını reklamını yaparmışcasına küçük tepeciklerin üstüne ya da kokunun azami etkiyle etrafa yayılabileceği bir başka noktaya yerleştirdikleri saptanmıştır.” Yani ben bahçede hayvan pislikleri gördüğümde eşime, “Yok kediler dışkılarını gömer, bunlar başka hayvanların işi olmalı,” diyemiyeceğim bundan sonra. Aynı şekilde erkek kedilerin o korkunç kokulu idrarlarını saga sola acımaksızın püskürtmelerinin karşılığında dişi kedilerin de benzer bir eylem yaptıklarını, ama onların kokularını duymadığımızı da öğrendim bu kitaptan. Dişi kedilerin afedersiniz kıçlarını dönüp kuyruklarını kaldırdıklarında hissetmesem de, duymasam da bacaklarıma incecikten bir koku bulaştırdıklarını biliyorum bundan sonra…

Peki kediler niye habire tüylerini yalar? Sadece temizlik için mi? Değilmiş. Tamam temizlik de var işin içinde ama “tekrar tekrar yalamak tüylerin yumuşamasını ve böylelikle daha etkili bir yalıtım katmanı haline gelmesini de sağlar”mış. Böylece kışın soğuktan, yazın sıcaktan korunuyor bizim kediler… Sadece bu da değil, “bir kedi tüylerini yaladığında kendini korumaktadır; hem de sadece kirden ve hastalıktan değil, soğuktan, aşırı ısınmadan, vitamin eksikliğinden, sosyal gerginlikten, yabancı kokulardan ve derisine kadar sırılsıklam olmaktan da.” Ne özel bir yalamaymış ama bu değil mi, insan hayranlık duymadan edemiyor!

Kedilerin cinsel yaşamına ayrılan sayfalar ise sürprizlerle dolu. Biz arka bahçeye baktığımısda zavallı bir dişi kedinin çevresini sarmış vahşi vahşi bağırtılar çıkaran erkek kediler ordusu görür, vah yazık kızıma, diyerek endişeleniriz. Ama hayır efendim. Bütün bu seremoniyi idare eden dişi kediymiş. Ayrıntıları okusanız aklınız şaşar. Erkek kedilerin penis özelliklerine kadar uzanan, sürprizleriyle gözlerinizi faltaşı gibi açtıracak bilgiler veriyor bize Desmond Morris.

Bu kadar tiyö yeter. Kedi sahipleri, sevenleri zaten bilgilerine bilgi katmak için alıp okuyacaktır bu kitabı. Sevmeyenler ise neler neler kaçırdıklarını kitabın “Kedi Sahipleri Neden Diğer İnsanlardan Daha Sağlıklıdır” bölümünü okuyunca anlayacaklardır. Benden söylemesi!






Hiç yorum yok: